22 Temmuz 2016 Cuma


SUNUCU- Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu konuğumuz. Sayın Bakanım, hoşgeldiniz.

Her konukla konuştuğumuz konu belli, şu anda bulunduğumuz stüdyoda o gece yaşananlardan itibaren Türkiye’nin gündemi değişmiyor. Siz de o gün galiba Ankara dışındaydınız, Antalya’da mıydınız?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Samsun’da.

SUNUCU- Samsun’daydınız, herhalde orada aldınız haberi ve sonra da Ankara’ya geldiniz. Siz de o darbenin bütün şeylerini yaşadınız anladığım kadarıyla.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Evet, o gün Samsun’daydık. Önce değişik bilgiler gelmeye başladı, Beylerbeyi’nden, İstanbul Köprüsü’nden. Bunun bir darbe girişimi olduğunu öğrenince biz de bir taraftan açıklamalarımızı yapmaya başladık, hem sosyal medya üzerinden, hem de televizyonlara bağlanarak bunu yaptık. Diğer taraftan da uluslararası camiayla temasa geçtik, birçoğu bizi aradı, bizim de aradıklarımız oldu. Bir yandan da halkımızla ve Gençlik ve Spor Bakanımız Akif Çağatay Kılıç kardeşimle beraber sabaha kadar Samsun’da meydandaydık ve sabah da Ankara’ya doğru hareket ettik. O gece hiç uyumadık, darbeye karşı milletimizle birlikte topyekün karşı durduk.

Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliği, Sayın Başbakanımızın açıklamaları halkımıza daha da cesaret verdi ve halkımız meydanlara çıkarak adeta darbeye bir darbe yaptı. Milletimize ne kadar teşekkür etsek azdır. Bu büyük milletin temsilcisi ve hizmetkarı olmak bizim için her zaman bir onurdur, bunu bir kere daha hissettik. O yüzden milletimize, polisimize, darbeye karışmayan, darbeye karşı olan askerimize, tüm güvenlik güçlerimize teşekkür ediyoruz.

Şehitlerimiz var sayıları 250’ye yaklaştı, 248 şehidimiz var. Allah rahmet eylesin. Tankın karşısında duran, altına yatan kardeşlerimiz var. Havadan saldırılar, atılan toplar var, bombalar var, buna rağmen sinmeyen, şehit olmak için geldim diyen kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyorum ve milletimize bir kere daha şükranlarımızı sunuyorum.

SUNUCU- Burada sizi ilgilendiren çok da önemli başlıklar çıktı. Genellikle bu bir iç meseledir, özellikle içeride ama, Dışişleri Bakanlığı’nı ilgilendiren başlıklar var. Bir tanesi, terör örgütünün lideri olarak görünen Fethullah Gülen’in iadesi. Bu Türkiye’nin aslında uzun zamandır Amerika Birleşik Devletleri’yle arasında bir meseleydi ama şimdi artık insanların öldürüldüğü, cinayetlerin işlendiği bir darbe girişiminde bulunulan bir gecenin ardından herhalde biraz daha… Türkiye’nin hem kendi tezleri açısından acele edebileceği, hem de dosyasını çok net bir şekilde oluşturacağını bekliyorduk, bunlar da böyle oldu. Son durum nedir? Çünkü hala belirsizlikler var, Amerika Birleşik Devletleri’nden farklı teklifler, öneriler geldiğine dair de haberler var.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Fethullah terör örgütünün elebaşını biz Amerika’dan çok önce, 17-25 Aralık darbe girişiminden sonra istedik. 17-25 Aralık darbe girişimini de polis ve yargı-aslında genellememek lazım; yargının içindeki bu terör örgütüne mensup kişiler gerçekleştirmek istediler. Polisin içinde de yine bu terör örgütüne bağlı kişiler bunu gerçekleştirmek istedi. Sonra polis teşkilatımızı bunlardan çok şükür epeyce bir temizledik. Son darbe girişiminde de gördük ki, eğer biz polisten bu hainleri temizlemeseydik sonuç farklı olabilirdi. Milletimiz her şartta bunun karşısında dururdu ama belki daha fazla şehit verirdik, belki polisimiz bu kadar etkili mücadele yapamazdı, polisimizin kahramanca nasıl mücadele ettiğini gördünüz.

O zaman da tüm bu gelişmeleri ortaya koyarak biz bu şahsı istedik. Elbette bununla gerekli belgeleri, bilgileri de topluyoruz, yargı kararları var. Tutuklama kararları ve iade talebimiz dahil tüm belgeleri ABD’ye ulaştırıyoruz, yeni darbe girişimiyle ilgili bilgileri de hazırlıyoruz, bunları ulaştıracağız ve resmi yollardan da isteyeceğiz.

Ama benim ABD’li dostlarımıza söylemek istediğim şu: Bizim iade konusunda, sınırdışı konusunda işbirliğimiz var. Yer yer ABD bizden talepte bulunuyor, işbirliği içinde bulunuyoruz. Niye? Terörü engellemek, terörle mücadele etmek, yabancı terörist savaşçıların terör örgütlerine katılmasını engellemek gibi birçok amaçla. ABD’nin de başka ülkelerden ya da başka terör örgütleri ya da terörle içiçe olan gruplardan da bu şekilde talepleri olmuştur. Bu taleplerde bulunulurken hiçbir zaman alın size mahkeme kararları, deliller de denmemiştir. Usame Bin Ladin’i isterken de herhangi bir delil ortaya koymamıştır, ama delil var zaten, 11 Eylül saldırısı olmuştur.

SUNUCU- Delil eylemin kendisi diyorsunuz.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Eylemin kendisi. Şimdi bu konuda müttefikimizin, model ortağımızın bizimle yakın işbirliği içinde olması gerekiyor. İşte son girişimlerden sonra bu konudaki adımları, mesajları görüyoruz. Bu konuda bir ekip, bir heyet kurulması önerisi de var. Biz her şeye varız, ama bize iade edilmesi gerekiyor, herhangi başka bir ülkeye de kaçmasına da müsaade edilmemesi gerekiyor.

SUNUCU- O ihtimal de var mı?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Yani olabilir, ben her türlü ihtimale karşı konuşuyorum, şu anda elimizde buna yönelik herhangi bir bilgi ya da istihbarat olduğu için söylemiyorum. her şeyi iki müttefik gibi net konuşmamız lazım. Şu anda Türkiye’de ciddi bir Amerika karşıtlığı var ve bu artıyor, bunu da yönetmeye çalışıyoruz. Çünkü müttefikimiz olan Amerika’ya karşı bu negatif tutumun ne Amerika’ya faydası var, ne de bize faydası var, dolayısıyla bunu yönetmek zorundayız. ABD’nin bunu da anlaması gerekiyor, biz bunu dengelemeye çalışıyoruz, mesajlar vermeye çalışıyoruz, ama haklı olduğumuz durumda da eleştiriyse eleştiriyi de yapmamız lazım.

Avrupa Birliği’nin ve Batı’nın şöyle bir yanlışı var: Biz, Türkiye’yi ve diğer ülkelerin hepsini eleştiririz, patron gibi davranırız, ama onlar bizi eleştiremesin, çünkü bizim de kamuoyumuz var. Türkiye’nin kamuoyu yok mu? Bizim hassasiyetlerimiz yok mu? Bizim gurumuz yok mu? Sen yanlış yapıyorsan ben de seni eleştiririm. Biz haklı eleştirilere bir şey söylemiyoruz, haklı eleştiriden faydalanmak lazım, dikkate almak lazım. Art niyetli eleştirileri hiçbir zaman kabul etmiyoruz, reddediyoruz, çünkü bunlar yapıcı eleştiri değil, bunların arkasında ne olduğunu biliyoruz, gizli ajandaların ne olduğunu biliyoruz. Ama bizim de eleştiri hakkımız olduğunu bilmeliler, yeri geldiği zaman biz de eleştiririz, ama bu eleştiri bir düşmanlığın ya da anti-Avrupa, anti-Batı ya da anti herhangi bir şey sebebiyle değil. Yanlış varsa bu yanlışa da açıkça yanlış dememiz lazım. Biz müttefiklerimizle işbirliği yapmak istiyoruz. Eğer müttefiklerimizin Türkiye demokrasisine, Türkiye’nin demokratik seçimlerle işbaşına gelmiş Hükümetine, daha da önemlisi millet iradesine saygısı varsa bizimle yakın işbirliği içinde olmaları lazım. Evet ama, işte şöyle-böyle dememeleri gerekiyor.

Şu anda görüyoruz Batı’da, özellikle medyada darbe girişiminin başarısız olmasından çok üzülen medya grupları var. Yani değişik makaleleri böyle tırnak içinde ön plana çıkararak Türk milletine hakaret edenler var, ama esasen bunlar aslında kıskançlıktan kaynaklanıyor. Darbe girişiminin başarısız olmasına üzülüyorlar, bir de Türk milletinin dirayetini gördüler, bundan dolayı da ciddi bir rahatsızlık var, hayal kırıklığı var. Ama dünyanın her yerinde büyük hayranlık var. Herkes şunu söylüyor: Türk milletinin ne kadar büyük bir millet olduğunu bir kere daha gördük, böyle bir milleti temsil ettiğiniz için şanlısınız diyen, keşke bizim ülkemizde de böyle olsa, bizim ülkemizde de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan gibi bir lider olsa diyen halktan gelen mesajlar da var. Dolayısıyla milletimiz bir kere daha büyüklüğünü tüm dünyaya gösterdi.

Sonuçta biz Fethullah Gülen’i, FETÖ terör örgütünün elebaşını Türkiye’ye getirmek istiyoruz. ABD’den de isteğimiz son derece yalın, basit: Türkiye’de darbe girişiminin arkasında olan bu şahsı burada tutmamalısınız. Madem terörün her türlüsüyle birlikte işbirliği yapıyoruz, biz de size gerekli belgeleri veriyoruz, bu konuda işbirliğimizin somut sonuçlarının alınması gerekiyor. İleriki süreçte bunu yakından takip etmeye devam edeceğiz. Hem Bakanlığımda, hem de Adalet Bakanlığı'ndaki arkadaşlarımız gerekli çalışmaları yapıyor, önümüzdeki süreçte bu adımları da atmaya devam edeceğiz. Biz ABD’den olumlu bir netice alacağımızı umuyoruz.

SUNUCU- Ama biraz önce söylediğinizin altını çizmek gerekiyor, kesinlikle istiyoruz diyorsunuz, ama başka bir yere gitmesine, kaçmasına da müsaade etmesinler diyorsunuz.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Ben her ihtimale karşı söylüyorum. Yok efendim kaçtı, yok o ülkeye gitti… Yani böyle bir darbe girişiminde… Madem Amerika her zaman sivil demokrasi konusunda tüm dünyaya öncülük yapmaya çalışıyor, buna itirazımız yok. Ama öyleyse, bu darbe girişimine liderlik yapan bu çetenin, bu örgütün elebaşının başka bir yere kaçmasına da müsaade etmemeleri lazım, gerekli tedbirleri almaları lazım, bunu söylüyoruz.

SUNUCU- Prosedürler uzun mu sürecek, Biz başvurumuzu yaptık, bundan sonrası artık ikili anlaşmalar çerçevesinde? O anlaşma da çok açık anladığım kadarıyla, yani Türkiye’yle Amerika Birleşik Devletleri arasındaki anlaşma.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Son derece sarih, net ve bu anlaşma gereği Türkiye bugüne kadar ABD’yle net bir işbirliği içinde olmuştur, ABD’den de, müttefikimizden de, model ortağımızdan beklentimiz budur.

SUNUCU- Bir tahmininiz var mı zamanlama açısından? Çünkü bazen de yıllar da alabilir gibi yorumlar yapılıyor.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi uzatmak isterseniz yıllar alır, ama kararlıysanız, teröre ve terör örgütlerine karşı kararlıysanız en kısa zamanda sonuçlanır.

SUNUCU- Sayın Bakanım, bir de aktüel, sıcak olan Yunanistan’daki kaçak askerler, daha doğrusu terörist demek lazım onlara.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Onlara asker diyemeyiz. Türk askeri böyle onursuz bir şekilde teslim olamaz, onursuz bir şekilde böyle ülkesinden kaçamaz. Bunlara Türk askeri diyemeyiz, asker kıyafeti giymiş hainler bunlar.

SUNUCU- Onlarla ilgili durum nedir?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Yakından takip ediyoruz, mahkemenin ilk kararı var, yani kaçak girdikleri için ceza alındı.

Orada bir Türk kadınının elinde bayrakla onlara söylediği sözler, -çocuklarınıza ne diyeceksiniz diyor- bu çok anlamlı. Bu hainler, Türkiye’de bu darbe girişiminde bulunanlar ve insanlara, vatandaşlarımıza acımasızca bomba atanlar, tankla milletimizi ezenler acaba çocuklarına ne diyecek? Dolayısıyla bu hainler maalesef milletimizin onurunu da çiğnemişlerdir, böyle fare gibi gidip oraya sığındılar.

Şimdi ilk duruşmada mahkeme kaçak girmeden dolayı biliyorsunuz kendi kanununa göre ceza verdi. Şimdi bizim iade talebimizi değerlendirecek, çünkü onların Türkiye’ye sınırdışı edilmesi talebinde bulunduk ve bu konuda da tutuklama kararları dahil tüm belgeler Yunan makamlarına iletiliyor. Bu hainler siyasi sığınma talebinde bulunmuş. Darbe girişiminde bulunanlar, siyasete, milletin iradesine kastedenler şimdi siyasi sığınma talebinde bulunuyorlar. Dolayısıyla bunlar bu kapsama giremez, uluslararası hukukta da bu son derece nettir, siyasi sığınma kapsamına giremez. Dolayısıyla Yunan mahkemelerinden de, makamlarından da beklentimiz, bu konuda bizimle işbirliği yapmaları, adil karar vermeleri ve bu hainleri Türkiye’ye iade etmeleri, sınır dışı etmeleri.

SUNUCU- Yunanistan da zaten darbelerden çekmiş ve kendi darbecilerini de hiç acımasızca cezalandıran bir ülke, o yüzden herhalde bu konularda, başka konularda aynı şekilde olmayabilir ama, onlar da bu konuya sıcak bakıyor anladığımız kadarıyla.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Onların da bu konuda bakışları olumlu. Sizin de söylediğiniz gibi, biz de zamanında darbeden çok çektik diyorlar, ama hemen işte insan hakları örgütleri, sivil toplum örgütleri adı altında hemen Türkiye karşıtı olanlar da Yunanistan mahkemelerine baskı yapmaya çalışıyorlar. Ama bu konuda baskıyla karar alınmaz, her şey açık, ortada net.

SUNUCU- Diğer ülkelerden, işte darbeyle mücadele etmiş geçmişte ülkeler var, işte Pakistan var, İtalya var, İspanya var, Portekiz var. Dışişleri Bakanı olarak çoğuyla siz muhatap olmak zorunda kaldınız, tavırlar Batıda ve Doğuda farklı farklı mıydı, ilk arayanlar ne diyorlardı?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Afrika’dan, Asya’dan, Pakistan’dan, yine bahsettiğiniz İspanya’dan, her yerden, tüm bu ülkelerden çok güçlü bir destek geldi ve hayranlık ifadeleriyle, yani Türk milletine duydukları hayranlığı ifade ederek, güçlü, “ama”sız, fakatsız destek geldi. Şimdi desteği verip de, arkasından ama diyerek bize demokrasi dersi vermeye çalışanlar da oldu, bunlar da bizden gereken cevabı aldı. Bazılarına da şunu söyledik; Siz kendi ülkenizde darbe olmadığı için bunları rahatça söyleyebiliyorsunuz. Şimdi darbe yapmak isteyen bir grup var, siz kalkmışsınız darbeye maruz kalan, demokratik bir şekilde işbaşına gelmiş Cumhurbaşkanı ve Hükümete ders vermeye çalışıyorsunuz. Yani böyle bir durumda “ama”lı ders vererek veya akıl vererek destek verilmez, tavırlarınızda net olacaksınız. Gerekli cevabı bunlara elbette verdik. Dolayısıyla böylesine bir durumda bile, ben Türkiye’ye şu tavsiyede bulundum diyerek popülizm yapmaya çalışan, kahramanlık yapmaya çalışanlar oldu, bunlar da bizden gerekli dersi aldı.

Bazı ülkeler de suçluluk psikolojisi içinde aradılar, Özellikle FETÖ mensuplarını ülkesinde barındıran bazı ülkeler aradılar ve biz bunların böyle olduğunu bilmiyorduk dediler. Biz de kendilerine, biz size çok net bir şekilde anlatmıştık dedik. Aynı şekilde Avrupa Parlamentosuna, Avrupa Birliği’ne, bizi arayanların hepsine, Kerry dahil, bakınız biz size bu örgütün ne kadar tehlikeli olduğunu anlatmaya çalışıyorduk, siz bize sade bir şekilde işte bu örgütün yargıçlarına niye dokunuyorsunuz, yargı bağımsızlığı diyordunuz; gördünüz ne olduğunu şimdi dedik.

Dolayısıyla bu terör örgütüne bugüne kadar dolaylı sahip çıkan ya da bilmeden sahip çıkan, dışarıdan baktığın zaman sade bir şekilde, efendim yargı, efendim işte basın özgürlüğü. Diyoruz ki, bu terör örgütüne bağlı gazeteciler gazetecilikten dolayı değil, başkaları hakkında sahte delil üretmekten dolayı hapsedildiler. Başkalarını sahte delillerle hapse attıran kişilere gazeteci diyebilir misiniz? Bu ifade özgürlüğü müdür?

Bazı ülkeleri de bizzat kendim aradım, bazı dost ve kardeş ülkeleri de aradım, dedimki biz size zamanında da söyledik, bu terör örgütünün mensupları sizin ülkenizde güçlü bir şekilde varlıklarını, aktivitelerini devam ettiriyorlar, bundan sonra tedbir almazsanız bizim de size bakışımız farklı olacak, tutumumuz farklı olacak. Bunu da net bir şekilde söylememiz lazım, dostu, düşmanı göreceğiz.

Bakın kardeş Azerbaycan hemen açıklamaların yanında adımlar da attı, Somali Bakanlar Kurulu kararıyla bunların tüm aktivitelerini, tüm faaliyetlerini durdurdu, kapattı ve ülkeyi terk edin diye bir hafta süre verdi. Böyle tutum bekliyoruz biz dostlardan, kardeşlerden. Çünkü biz zor günlerde hep o kardeşlerimizin, o dostlarımızın yanında olduk; hem de hiçbir çıkar gözetmeksizin, onlardan hiçbir beklentimiz olmaksızın, insanlık adına, dostluk adına, kardeşlik adına onların yanında olduk. Onlardan da bizim beklentimiz doğal olarak, haklı olarak budur, aynı dayanışmayı bizimle göstermeleri gerekiyor. Gösteren ülkeler var, suçluluk içinde olan ülkeler var, tereddüt edenler var, ama bundan sonra tüm bu belgelerle yine bu ülkeler nezdinde girişimler yapacağız.

Yani kısaca, nereye kaçarlarsa kaçsınlar, nerede olursa olsunlar bunların hem inlerine giriyoruz, hem de izlerini takip ediyoruz, peşini de bırakmayacağız, sonuna kadar bunların arkasından koşacağız, kaçanları da geri getireceğiz ve adalete teslim edeceğiz; en güçlü bir şekilde inşallah cezalarını da çekecekler.

SUNUCU- İnşallah. Sayın Bakanım, bu arada başka tartışmalar da oldu, işte Kerry’nin bir demecini Washington Post çarpıttı, ama Türkiye’de de bunu seslendirenler oldu. NATO’yla ya da benzeri üye olduğumuz uluslararası teşkilatlarla ilgili bir sorun var mı?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi bizim üye olduğumuz Avrupa Konseyi var, AGİT var, NATO var, üye olmak istediğimiz, yıllardır kapıda beklediğimiz diyelim Avrupa Birliği var. Dolayısıyla Türkiye’nin uluslararası yükümlülükleri var. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne tarafız, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarını iç hukukun üstünde tutmuşuz, aslında bu Türkiye’nin demokrasiye ve hukukun üstünlüğüne bağlılığının kanıtıdır. Türkiye’nin yaptığı reformlar sayesinde anayasaya bireysel başvuru hakkı dahil haklar sağlandı. Herkes konuşuyor da, bundan 15 sene önceki şartları biz çok iyi biliyoruz. Hukukun üstünlüğü bizim attığımız adımlarla son derece güçlenmiştir. Şu anda hukukun üstünlüğüne zarar veren yargı içindeki bu terör örgütüne bağlı üyelerin faaliyetleridir. Spor kulüplerine, askerimize, polisimize, siyasetçilere, kendilerine yardım etmeyen, himmet etmeyen vatandaşlarımıza yönelik zulümleri ortadadır.

Dolayısıyla bizim uluslararası örgütlerle de bir sorunumuz yok, diyalog halindeyiz. NATO Genel Sekreteri hem benimle yaptığı telefon görüşmesinde, hem Cumhurbaşkanımızla bir gün sonra yaptığı telefon görüşmesinde ve yaptığı açıklamada, Türkiye’nin önemli bir müttefik olduğunu ve Türkiye’yle işbirliği içinde olduklarını, aynı şekilde de Türkiye’ye ve Türk demokrasisine, Türk Hükümetine verdiği desteği net bir şekilde ortaya koymuştur.

Kerry’nin NATO’nun da kriterleri demokrasi gibi bazı muğlak ifadeleri oldu. Bunu Washington Post önce başka yere çekti, istediği gibi çekti, daha sonra tepkiler gelince düzeltmek zorunda kaldı. Ben sonra Kerry’ye şunu söyledim: Bakınız dedim, böyle muğlak ifadeler kullandığınız zaman bunu başka yerlere çekerler, yani böyle bir durumda net ifadeler kullanmanız gerekiyor.

Türkiye, NATO üyeliğinin yükümlülüklerinin ne olduğunu çok iyi biliyor, NATO’dan beklentileri de ortada. Dolayısıyla bir yere üye oluyorsak biz yükümlülüklerimizi yerine getiririz, ama üye olduğumuz örgütten de tam dayanışma, tam destek bekleriz. Bu sadece bu darbe girişimiyle ilgili değil, bölgemizdeki tehditler bakımından da böyle, ortak savunma sistemlerimiz bakımından da böyle. Biz bugüne kadar NATO’ya çok katkı sağladık, NATO’nun faaliyetlerine her yerde aktif katılmışızdır ve NATO’nun Türkiye’deki faaliyetlerine her zaman yardımcı olmuşuzdur. Niye? Bölgemizdeki ve küresel tehditlere karşı NATO’nun çok etkin olması lazım ve NATO’nun dayanışma içinde olması lazım.

SUNUCU- Sayın Bakanım, biraz önce bahsederken siz de değindiniz, işte Türkiye’nin Avrupa’daki uluslararası organizasyonlardaki yeri, NATO’daki yeri, sizin de çok iyi bildiğiniz bir alan, uzun yıllar hem orada çalıştınız AKPM Başkanı olarak. Bu OHAL uygulamasından sonra bazıları kaygılarını belirttiler, bazıları buna ilişkin özellikle 15. maddenin herhalde uygulanmasıyla ilgili bazı farklılıklar olacak. Bu konudaki görüşmeler nasıl geçiyor? Çünkü sizin zaten çoğu Başkanken tanıştığınız, muhatap olduğunuz insanlar.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- OHAL konusundaki aldığımız karar dün Mecliste onaylandı, orada da tartışıldı. Esasen karşı çıkan partilerin temsilcileri de niye karşı olduklarını anlatmaya çalıştılar. Katılırsınız, katılmazsanız, gayet olgun bir ortamda bu tartışıldı, böyle de olması lazım.

Bizim buradaki amacımız, vatandaşlarımızın, bireylerin temel hak ve özgürlüklerini kısıtlamak değil. OHAL deyince hep o karanlık günleri hatırlıyoruz…

SUNUCU- Kötü, acı bir tecrübemiz var.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Acı tecrübelerimiz var, özellikle Doğu ve Güneydoğu’daki Kürt kardeşlerimizin acı tecrübeleri var, hepimizin darbelerden dolayı acı tecrübelerimiz var, bunları hala hatırlıyoruz, unutmayacağız, unutturmamamız da lazım. Dolayısıyla akla bu geliyor. Ama biz dikkat ederseniz, bu kadar terör saldırısına rağmen, değişik terör örgütleriyle aynı anda mücadele etmemize rağmen, bölgesel ya da Türkiye genelinde OHAL’i getirmeyi hiçbir zaman düşünmedik.

Bakınız Fransa’da bir saldırı oldu… Avrupalılar kıyaslama yapılmasından da hoşlanmaz bu arada. Bakınız böyle kıyaslama yapmayın, çünkü biz AB’ye üyeyiz diyor. Yani üyesiniz, her şeyi yapacaksınız, ihlal yapacaksınız, ondan sonra siz adaysınız, siz yapamazsınız. Bu çifte standarda her zaman karşı durduk. Burada Fransa’yı eleştirmek için bunu söylemiyorum, ama kıyaslama yapmamız lazım.

Bir saldırı oldu Fransa’da, kötü bir saldırı oldu ve Fransa, Fransa genelinde OHAL ilan etti. Biz buna itiraz etmedik, kendi güvenliğini sağlamak için bir ülke bu tedbirleri alabilir. Daha sonra Nice’deki bu saldırıdan sonra ve çok sayıda da insan öldü orada da ve tekrar uzattı, yani üçüncü defa uzatıyor. Fransa’yla, Fransız halkıyla bu konuda her zaman dayanışmamız da ortadır, onlar da bizim dayanışmasını gösteriyorlar terör konusunda, çünkü acı tecrübelerimiz var.

SUNUCU- Evet, bu sefer 6 ay uzattılar.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Fransa da Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 15. maddesiyle ilgili bazı kısıtlamalara gidebileceğini Avrupa Konseyi’ne, Genel Sekretere bildirdi. Biz de dün OHAL kararı aldıktan sonra böyle bir kısıtlamaya gidebileceğimizi bildirdik, ama bunun istisnaları var, işkence buna dahil değil, yaşam hakkı var vesaire, birçok kısıtlamalar da var.

İki; attığımız adımlar konusuna da sizinle işbirliği yapacağız, bilgilendireceğiz dedik. Son derece şeffaf; milletimize karşı da şeffafız, üyesi olduğumuz ve bugüne kadar işbirliği yaptığımız Avrupa Konseyi ve uluslararası örgütlerle de ilişkilerimizde son derece şeffafız.

Bakınız, vize serbestisi konusunda bile neleri yapabileceğimizi, neleri yapamayacağımızı açık söylüyoruz. Terörle ilgili kanunlarda, mevzuatlarımızda herhangi bir değişiklik yapmamızın şu anda söz konusu olmadığını son derece net söylüyoruz. Dolayısıyla 15. madde konusunda bildirimimizi yaptık, ama bu OHAL kapsamında attığımız adımlar konusunda sizlere de bilgi vereceğiz dedik.

Şimdi OHAL’e baktığımız zaman, biraz önce söyledik, bu acı tecrübelerimizden dolayı soru işaretleri olabilir, tereddütler olabilir. Bizim de görevimiz, bu tereddütleri giderici açıklamaları yapmak. Sayın Cumhurbaşkanımız son derece net bir şekilde ifade etti, Sayın Başkanımız dün Meclis konuşmasında bunu ifade etti, yine Adalet Bakanımız başta olmak üzere arkadaşlarımız da değişik vesilelerle ifade ettiler. OHAL, milletimize yönelik bir olağanüstü hal durumu değildir, devletin içindeki çeteleri temizlemeye yönelik, yani devlete yönelik bir OHAL’dir. Yani devletin kendi içindeki bu terör yapılanması, bu paralel yapının temizlenmesi, darbe girişimi yapan bu hainlere karşı gerekli adımların atılabilmesi için ilan ettik. Vatandaşlarımızın özgürlüğünü, vatandaşlarımızın temel hak ve özgürlüklerini teminat altına alabilmek için bu süreçte ilan ettik. 3 ay süreyle OHAL ilan ettik, ama biz inanıyoruz ki 3 aydan önce gerekli adımları atacağız ve bu uygulamayı da kaldıracağız. Türkiye’de OHAL’i kaldıran AK Parti iktidarı olmuştur, Recep Tayyip Erdoğan olmuştur, AK Parti iktidarı olmuştur, dolayısıyla tüm bu terör saldırılarına karşı böyle bir konuyu gündeme getirmemizin sebebi de budur, biz OHAL’e karşıyız, ama şu anda çok ciddi bir tehdit ve darbe girişimiyle karşı karşıyız. Milletimize kasteden, milletin parasıyla alınan silahları milletimize doğrultan insanlardan da hesap sorulması gerekiyor. Meydanları yansıtıyorsunuz, insanlarla konuşuyorsunuz, röportajlar yapıyorsunuz, herkesin beklentisi bu yöndedir, bu konuda adımlar atacağız. Ama herkes rahat olsun, vatandaşlarımızın güvenliğini temin etmek için bunu ilan ettik. Vatandaşlarımızın özgürlüklerini sonuna kadar koruyacağız, vatandaşlarımızın günlük hayatını etkilemeyecek bir şekilde bu tedbirleri bu süre içinde alacağız.

SUNUCU- Batıda sanki şöyle bir şey mi oldu, şöyle eleştirilerle karşılaşıyoruz, duyuyoruz da kendi içimizde: Batı önce bu soruşturulan darbe girişimini çok önemsemedi, küçümsedi, hatta bazıları ya bir oyun mu oynanıyor dedi, sonra da işte arkasından da bu uygulamalar ve OHAL’e geçilince genelde Batı basınında bu durum değişti mi, yoksa Türkiye ciddi bir şey atlattı ve bu onarmaya çalışıyor çizgisine geliyorlar mı yavaş yavaş?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Batı basınında görüyoruz, ekseriyetle darbe akşamını da gördük mesela BBC, çok yanlı yayın yaptı, sonra benimle mülakat yapmak istedi reddettim. Darbeye destek veren yayın organlarıyla ben mülakat yapmam dedim, demeç de vermem dedim telefonlarını da suratlarına kapattım. Ama o akşam, o gece ve o günden bu yana Türk medyası -bakın farklı görüşlerden olabiliriz bu demokrasinin gereğidir- Bizimle, Hükümete olumsuz bakan, çok aşırı eleştiren, yani normal eleştirenle, aşırı eleştirenler var yani bu da doğaldır olabilir, ama darbe gecesi Türk medyası adeta böyle bir konsensüsle, aynı hislerle darbeye karşı dimdik durduk, esasen milletimizi de bu çok etkiledi. Bakınız CNN Türk kanalına. Biliyorsunuz TRT’den sonra bu kanal hedef alındı. Bu arada geçmiş olsun dileklerimizi ilettik, ama bir kere daha iletmek istiyoruz. İlk önce TRT hedef alındı, sonra CNN. Normalde CNN’i benimseyen vatandaşlarımız da, bir gün o kanala sahip çıkacağımı hiç düşünmezdim falan diye vatandaşlarımız da demokrasi dışı bir müdahale olduğunda ilk koşan, hayatını riske atan vatandaşlar oldu, işte biz böyle bir milletiz. Avrupa medyasının da bunu örnek alması lazım. Türkiye’yi sevmeyebilirsiniz, Türkiye’ye karşı olabilirsiniz, Türkiye’ye kendi ülkende olduğu gibi eleştirel bakabilirsiniz bu da doğal, ama ben bunu böyle görmüyorum. Batı medyasının yaklaşımının sebebi belli Avrupa’daki artan ırkçılık, İslam karşıtlığı, İslam karşıtlığıyla birleşen Türk ve Türkiye karşıtlığı. İslam ve Türk deyince de akıllarına gelen en güçlü insan, en güçlü savunan kişi kim? Recep Tayyip Erdoğan. Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığı birleşmiş dolayısıyla, bu hissiyat içinde yayınlar yapıyorlar, objektif ve dürüst yayınlar yapmıyorlar çok net söylemek lazım. O gün New York Times Gazetesi birisinden alıntı yapmış Twitter’da Türk insanı koyun gibidir, Recep Tayyip Erdoğan ne derse onu dinler gibi bir tweet atmış. Ben de kendilerine evet darbeye girişiminin başarısız olmasından üzülmüşsünüz, ama hiç kusura bakmayın büyük Türk milleti sizi hayal kırıklığına uğratmaya devam edecek diye cevap verdim. İşin özeti bu, yani maalesef Batı medyasındaki bu yaklaşımın sebebi bu.

SUNUCU- Sayın Bakanım, son olarak yurt dışındaki Türklerle de tabii görüşüyorsunuz, onlardan büyük destekler de alındı, protesto gösterileri düzenlediler darbeye karşı ve memleketlerinin, ülkelerinin, devletlerinin yanında olduğunu söylediler. Ama hem onlara ilişkin gözlemlerinizi, varsa da onlara ilişkin mesajlarınızı da almak isterim.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Yurtdışındaki kardeşlerimiz de, hangi görüşten olursa olsun, Türkiye’de olduğu gibi demokrasiye sahip çıktı, milletine sahip çıktı ve meydanlara koştu, açıklamalar yaptılar, gösteriler yaptılar ve güçlü destek verdiler. Ülkesiyle, milletiyle ne kadar güçlü bağları olduğunu bir kere daha gösterdiler. Biz de tüm temsilciliklerimizle beraber Başkonsolosluklarımız, Büyükelçiliklerimizle beraber, vatandaşlarımızla beraber olduk. Burada bazı Büyükelçilikler de Askeri Ataşelerin artık bize bağlısınız diye açıklamalar yaptığını bildirdiler. Kuveyt’te biliyorsunuz, Suudi Arabistan üzerinden geldi onlarla ilgili de işlemleri yaptık, Genelkurmay’da gerekli işlemleri yapıyor.

Biz tüm bu algı operasyonuna karşı Bakanlıkta bir kriz masası oluşturduk daha ilk akşam hemen arkadaşlarımız Bakanlığa koştular ve sürekli bilgilendirme yapıldı. Mesela bu Askeri Ataşelerden darbe girişimi oldu, artık bize bağlısınız gibi açıklamalar yapanlar oldu. Biz, bizden gelmeyen hiçbir açıklamayı dikkate almayacaksınız, siyasi iktidar, halkın iradesiyle seçilmiş iktidar işbaşındadır, dolayısıyla bu konuda dik duracaksınız. Tüm arkadaşlarımız, tüm dünyada arkadaşlarımız gerçekten bu duruşu gösterdi, sadece o akşam değil.

Gelişmeleri anında İngilizce, Arapça ve Fransızca olarak misyonlarımıza göndermeye başladık, onlar da hem medyayla paylaştılar, hem de muhataplarıyla paylaştılar, o ülkedeki diplomatik misyonlarla, kordiplomatikle paylaştılar. Ankara’daki tüm Büyükelçileri Bakanlığımıza davet ederek Müsteşar Yardımcımız Ahmet Bey bilgilendirme yaptı, ne olup, ne bittiğini anlattı. Daha sonraki aşamalarda da sürekli bu bilgi paylaşımını yaptık. Arkadaşlarımız bu teröristlerin, bu çetenin vatandaşlarımıza karşı nasıl silah kullandığını, tankla nasıl üstünden geçtiğine dair görüntüleri ve diğer tüm bilgileri sürekli hem web sayfalarında, sosyal medya hesaplarında ve resmi hesaplarımızda, hem de yüz yüze görüşerek, medyayı kullanarak anlatıyorlar, anlatmaya da devam ediyorlar. Ben de yapılan çalışmaların hepsini takip ediyorum, hangi arkadaşımız hangi çalışmayı yapmış, kendilerine de buradan, Ankara’dan gerekli bilgiyi veriyoruz. Yurtdışında da devletimizin temsilcisi misyonlarımız da, vatandaşlarımız da tek vücut oldular, darbeye kaşı güçlü bir duruş sergilediler.

Ben tüm vatandaşlarımıza, yurtdışındaki vatandaşlarımıza, sadece vatandaşlarımıza değil akraba topluluklarımıza, soydaşlarımıza çok teşekkür ediyorum, Ahıska Türklerine çok teşekkür ediyorum, Balkanlardaki Evlad-ı Fatihanlara teşekkür ediyorum, dünyanın her yerindeki kardeşlerimize teşekkür ediyorum. Kendi çalışma arkadaşlarıma da tabii ki bu onların vazifesidir ama gece gündüz uykusuz bir şekilde bu gayreti gösterdikleri için teşekkür ediyorum.

SUNUCU- Sayın Bakanım, bu arada son dönemlerde daha aktif dış politikada biraz daha farklı bir aktiviteye girmiştik onlarla ilgili bir değişiklik yaptı mı olup bitenler, devam ediyor mu? Rusya’yla sanıyorum Sayın Cumhurbaşkanı ve Sayın Putin’in bir görüşmesi açıklandı Moskova’da mı olacakmış görüşme? İsrail’le ilişkilerde düzelme ve elçiler mi atanacaktı? Mısır’da da hatta bir gelişme olacak gibiydi buradaki son durum nedir?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Mısır’la ilgili Bakanlar düzeyinde zaten dediğimiz gibi görüşme var, ama resmi tutumumuzda bir değişiklik yok, Mısır’ın da bazı adımlar atması gerekiyor. Bakınız Mısır Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi açıklamasına itiraz etti.

SUNUCU- Darbe olarak kınanmasını engelledi.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Darbe olarak kınanması engelledi. Güvenlik Konseyinin bu tür açıklamalarında konsensüs aranıyor. İtiraz ettiği nokta nedir biliyor musunuz? Demokratik bir şekilde iktidara gelen yönetim kısmı. Darbeyle işbaşına gelenlerin böyle bir yaklaşım sergilemesi doğal.

SUNUCU- Hoşlanmadığı bir cümle.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Evet, hoşlanmadığı bir cümle herhalde onları rahatsız etti, çünkü Cumhurbaşkanının ve AK Parti iktidarının demokratik bir seçimle işbaşına gelmediğini bugüne kadar söyleyeni hiç görmedim ben, bir tek Mısır itiraz etti bu da çok manidardır gerçekten. Ama bizim dış politikamızda değişiklik olmaz yani proaktif dış politikamız devam ediyor, hatta daha da aktif olacağız. Rusya’yla ilişkileri yoluna koymaya çalışıyoruz, temaslarımız devam ediyor ve turizmle ilgili endişeleri gidermeye çalışıyoruz. Geçen gün Aeroflot Rus vatandaşlarına bilet satışını durdurmuştu biz kendilerine güvence verdik ve bizzat kendim Bakanlığım ve Moskova Büyükelçiliğimiz de…

SUNUCU- Darbe girişimi nedeniyle mi?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Darbe girişiminden sonra. Rus vatandaşlarının her zaman olduğu gibi güvenliği sadece bize devlet yetkililerine değil, Türk milletine emanettir hiç merak etmeyin dedik, şimdi tekrar bu tür tedbirleri de kaldırıyorlar. Kendilerine de bu dayanışma için teşekkür ediyoruz. Aynı şekilde İsrail’le şartlarımız yerine geldi bundan sonra da ilişkilerimizi normalleştireceğiz, özellikle de Filistin’li ve Gazze’li kardeşlerimize bundan sonraki süreçte insani ve kalkınma yardımlarımızı daha iyi ulaştıracağız. Dünyanın her yeriyle tüm uluslararası örgütlerle ilişkilerimizi ve ikili düzeyde ilişkilerimizi, bölgesel düzeyde ilişkilerimizi daha da güçlendireceğiz, daha proaktif olacağız. Bu darbe girişimi bize bir şey daha gösterdi, Türkiye ve Türk milleti olarak çok daha güçlü olmamız gerekiyor. Çok güçlü olmamız için de birlik beraberliğimizi sürdürmemiz lazım ve daha çok çalışmamız lazım. Aşkla, şevkle ve milletimize hizmet etme aşkıyla daha çok çalışacağız. Bayrağımızı dünyanın her yerinde dalgalandırmak için tüm arkadaşlarımızla birlikte daha fazla çalışacağız yorulmadan, uyumadan çalışacağız. Dolayısıyla, dış politikamızdaki olumlu gelişmeler hiçbir zaman bu tür darbe girişimlerinden etkilenmez, buna müsaade etmeyeceğiz.

Bakanlığımızda şimdi kamu diplomasisi ve sivil toplum diye yeni bir yapılanma içine girdik esasen bu darbe girişiminden önce bunun kararını almıştık ve şu anda çalışmaya da başladı, ama bu kararı daha önce almıştık söylediğim gibi. İnşallah Bakanlığımızın içinde de daha dinamik bir yapılanmaya bu tür pozitif adımlarla da devam edeceğiz, çünkü milletimizin hızına bizim de ayak uydurmamız gerekiyor.

SUNUCU- Sayın Bakanım, çok teşekkür ediyorum, hem tekrar geçmiş olsun diliyorum. Dışişleri Bakanlığıyla dış politikayla ilgili darbe meselesinde neler oluyor orada yükünüz çok ağır. Bundan sonra neler olacak sizi izlemeye devam edeceğiz. Tekrar teşekkür ederim.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Ben teşekkür ederim, tekrar geçmiş olsun.

SUNUCU- Çok sağolun. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’yla 15 Temmuz darbe girişiminin dış politikadaki yansımaları ve bundan sonra olacakları konuştuk.

0 yorum:

Yorum Gönder